Kanser Anne Karnındaki Bebeği Etkiler mi?
  1. Anasayfa
  2. Sağlık

Kanser Anne Karnındaki Bebeği Etkiler mi?

Kanser çağımızın en ölümcül hastalığıdır. Üstelik diğer hastalıklara göre de çok sinsi bir hastalık. Sinsi bir hastalık olduğu için teşhis edilmesi doğal olarak zordur. Bu gizli hastalığın teşhisi hamile kadınlarda daha zordur. Bugünkü araştırmalarda, 2000 gebelikten birinin kanser vakası olduğu tespit edilmiştir. Hamilelik, kadınlara birçok değişiklik getirir ve bu sinsi hastalığın gizlenmesi daha kolaydır. Örneğin; Hamile kadınların sıklıkla ateşi olur ve kanser hastalarının da vücut ısısı yükselir. Hal böyle olunca da anne adayları kanserin bebeklerini etkileyeceği konusunda endişe duyarlar. Kanser anne karnındaki bebeği etkiler mi?

Hamilelik Döneminde Ortaya Çıkan Kanser Türleri

Hamilelik döneminde kansere yakalanma durumu genç anne adaylarında daha yaygın bir durumdur. Gebeyken karşılaşılabilecek kanser türleri şu şekildedir:

  • Rahim ağzı kanseri
  • Meme kanseri
  • Tiroid kanseri
  • Gestasyonel trofoblastik tümör
  • Hodgkin lenfoma
  • Non-Hodgkin lenfoma
  • Melanom

Hamilelik döneminde en çok teşhis edilen kanser türü meme kanseridir. 3 bin gebe kadından yaklaşık 1’i meme kanserinden etkilenmektedir. Üstelik hamilelik dolayısıyla göğüslerin şeklinde meydana gelen değişikliklerden ötürü kanserin sebebiyet verdiği değişiklikleri tespit etmek zor olabilmektedir. Bundan dolayı da meme kanseri gebe olmayan kadınlara göre gebe kadınlarda daha zor teşhis edilmektedir.

Kanser Bebeği Etkiler mi?

Bebek sahibi olmak isteyen anne adaylarının kanser riskini önlemek için öncelikle smear testi yaptırması gerekir. Her kanser bebeği etkiler diye kesin bir cevap bulunmamaktadır. Fakat cilt kanseri tespit edilirse bu kanser türü bebeğe bulaşabilir. Hamile annelerin kanser tedavisinde cerrahi yöntem uygulanabilmektedir. Gerekli kontrol önlemleri alındığında bebeğe zarar vermeden ve erken doğuma neden olmadan hastalık tedavi edilebilir. Asıl sorun tedavi sonrası bazı durumlarda kemoterapi veya radyasyon tedavisi uygulanmasıdır. Radyoterapi bir kanser tedavi yöntemidir ve anne adaylarında kullanılmamalıdır. Bunun nedeni tüm vücudu etkilemesidir. Dolayısıyla bebek bu durumdan olumsuz etkilenecektir.

Hamilelikte Kanser Teşhisi

Hamilelik süreci kanser tanısını geciktirebilir. Bunun nedeni, şişkinlik, baş ağrısı, meme değişiklikleri veya rektal kanama gibi belirli kanser semptomlarının yaygın birer gebelik semptomu olmasıdır. Öte yandan, hamilelik bazen kanserin daha çabuk ortaya çıkmasını sağlayabilir. Örneğin, standart gebelik bakımının bir parçası olarak yapılan Pap testi rahim ağzı kanserini teşhis edebilir. Hamilelik sırasında yapılan ultrasonlar yumurtalık kanserini tespit edebilir. Hamilelik sırasında kanserden şüpheleniliyorsa, kadınlar ve sağlık hizmeti sağlayıcıları tanı testlerinden endişe duyabilirler. Hamilelik döneminde kanser teşhisi yapılan yöntemler:

Röntgen: Araştırmalar, tanısal X-ışınlarının fetüse zarar verme olasılığı düşük radyasyon seviyelerine sahip olduğunu göstermiştir. Kadınlar bu taramada mümkün olduğunda karın kapsan önlemler kullanabilirler.

Bilgisayarlı tomografi (CT) taraması: CT taraması, X-ray’e benzer ancak daha doğru sonuçlar veren bir yöntemdir. Kanseri teşhis etmede veya kanserin yayılıp yayılmadığını göstermede çok yardımcı olabilir. BT taramaları hamilelik sırasında fetüsü doğrudan radyasyona maruz bırakmadığı için genellikle güvenlidir.  Kadınlar, mümkün olduğunda karnı karınlarını koruyan önlemlerle bir BT taraması gerçekleştirebilirler. Karın veya pelvisin BT taraması kesinlikle gerekliyse ve sağlık ekibine danışılarak yapılmalıdır.

Diğer testler: Manyetik rezonans görüntüleme (MRI), ultrasonografi ve biyopsiler hamilelik sırasında genellikle güvenilir olarak kullanılan teşhis yöntemleridir. Bu testler iyonlaştırıcı radyasyon kullanmaz.

Hamilelikte Kanser Tedavisi

Hamilelik sırasında hangi kanser tedavisinin uygulanacağına karar verirken, hamile kadınlar için en iyi seçenekleri ve seçeneklerin büyüyen bebeğe yönelik potansiyel risklerini karşılaştırmak önemlidir.

  • Gebeliğin evresi
  • Kanserin tipi, yeri, boyutu ve evresi
  • Kadının ve ailesinin istekleri

Hamilelik sürecinde uygulanacak kanser tedavisi, kadınların ve doğmamış bebeklerin güvenliğini sağlamak için dikkatlice planlanmalıdır. Genellikle hamilelik sırasında tedavi, multidisipliner bir ekiple yakın işbirliği gerektirir. Buna kanser doktorları ve yüksek riskli kadın doğum uzmanları dahildir. Bu profesyoneller, tedavi sırasında anne adayını yakından izleyerek bebeğin sağlığını güvence altına alınmasını sağlayabilirler.

Hamileliğin ilk 3 ayında bazı kanser tedavilerinin fetüse zarar verme olasılığı daha yüksektir. Bu nedenle sağlık uzmanları tedaviyi ikinci veya üçüncü trimestere erteleyebilir. Kanser hamileliğin son aylarında teşhis edilirse, doktorlar doğumdan sonra tedaviye başlamak için kanser tedavi sürecini ileri tarihe erteleyebilir. Erken evre rahim ağzı kanseri gibi bazı durumlarda, doktor doğumdan sonra tedaviyi bekleyebilir.

Radyoterapi tedavisi gibi bazı tedaviler hamilelik boyunca fetüse zarar verme ihtimali taşımaktadır. Bu nedenle sağlık profesyonelleri hamilelik sırasında genellikle bu tedaviye başvurmamayı tercih ederler. Radyasyon tedavisi, hastadaki kanser hücrelerinin ortadan kaldırılması adına yüksek enerjili X ışınları kullanır. Gelişmekte olan bir bebek için risk, radyasyon dozuna ve vücudun tedavi edilen kısmına bağlı olarak değişiklik göstermektedir.

Hamilelikte Kullanılan Kanser Tedavileri

Ameliyat: Ameliyat sırasında doktor tümörü ve çevresindeki sağlıklı dokuyu çıkaracaktır. Büyüyen bir bebek için çok az risk oluşturur ve hamilelik sırasında en güvenli kanser tedavisi olarak kabul edilir.

Kemoterapi: Doktorlar kanser hücrelerini yok etmek için anne adayında kemoterapi ilaçları kullanmayı tercih edebilirler. Bu ilaç genellikle kanser hücrelerinin büyümesini ve bölünmesini önler. Kemoterapi gebeliğin ilk 3 ayında verilirse fetüse zarar verebilir. Çünkü bu dönem aralığında fetüsün organları hala gelişme göstermektedir. İlk trimesterde kemoterapi, doğum kusurları veya düşük riski taşır. İkinci ve üçüncü trimesterde doktorlar, fetüs için önemli bir risk oluşturmadan çeşitli kemoterapi ilaçlarını reçete edebilirler. Plasenta kadın ve bebek arasında bariyer görevi gördüğü için bazı ilaçlar bu bariyeri geçemez.  Araştırmalar, anne karnında kemoterapi alan bebeklerin, doğumdan hemen sonra veya büyüme ve gelişme döneminde kemoterapi almayan çocuklara kıyasla anormallikler göstermediğini göstermiştir.

Hamileliğin son döneminde kemoterapi tedavisi gören anne adaylarının yan etkilere maruz kaldığı ve bu durumun bebeğe dolaylı yoldan zarar verdiğini göstermektedir. Doktorlar bebeği kanser tedavisinin olası negatif etkilerinden koruyabilmek adına doğumu öne alabilirler. Ancak doğal doğum ve doğum gerçekleşene kadar hamileliği sürdürmek en iyisidir. Çünkü prematüre bebekler, kemoterapi alan bebeklerden daha yüksek sağlık sorunları riski altındadır.

 

İlginizi Çekebilir

Bültenimize Katılın

Hemen ücretsiz üye olun ve yeni güncellemelerden haberdar olan ilk kişi olun.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir